21:15
22 Eylül 2024
“Yeni Isı Pompalarımız, Her Türlü Yapıda Enerji Verimliliği Sağlamak Üzere Tasarlandı”
Yazar: Eda GEDİKOĞLU
10/06/2025
“Yeni Isı Pompalarımız, Her Türlü Yapıda Enerji Verimliliği Sağlamak Üzere Tasarlandı”
İklimlendirme sektörünün öncü markalarından Vaillant, ISH 2025 Fuarı’nda tanıttığı yeni nesil ısı pompası çözümleriyle dikkatleri üzerine çekti. Enerji verimliliğini artırmaya ve karbon ayak izini azaltmaya odaklanan bu yeni teknolojiler, hem yenileme projelerinde hem de yeni yapılarda sürdürülebilir bir gelecek hedefleyen profesyoneller için önemli fırsatlar sunuyor. Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ufuk Atan ile Vaillant’ın Türkiye’deki stratejisini, TS 825 standardına uyumlu ürün geliştirme sürecini, IoniDetect gibi ileri teknolojilerini ve sistem bazlı çözüm anlayışını konuştuk.
Isı pompaları, düşük karbonlu ısıtma çözümleri kapsamında giderek daha fazla tercih edilen bir sistem haline geldi. Vaillant ISH Fuarı’nda yeni ürünleriyle yer aldı. Vaillant’ın ısı pompası teknolojilerinde sunduğu yenilikçi çözümler nelerdir? Ürün gamınızda enerji verimliliği ve çevresel performans açısından öne çıkan modeller hangileridir?
Isı pompaları, enerji verimliliği ve çevresel sürdürülebilirlik açısından düşük karbonlu ısıtma çözümleri arasında giderek daha fazla öne çıkıyor. Vaillant olarak bu alandaki yatırımlarımızın bir sonucu olarak geliştirdiğimiz yeni ısı pompaları, hem yenileme projelerinde hem de yeni binalarda her türlü yapıda enerji verimliliği sağlamak üzere tasarlandı. ISH 2025 Fuarı’nda tanıtılan yeni ürünlerimiz, son derece sessiz çalışma, kullanım kolaylığı ve basit kurulum gibi özellikleriyle öne çıkıyor. aroTHERM serisi, farklı ihtiyaçlara göre geliştirilmiş üç farklı modelden oluşuyor. Bu serinin en dikkat çeken ürünü olan aroTHERM plus, doğal soğutucu akışkan R290 ile çalışıyor. Propan bazlı bu soğutucu, geleneksel akışkanlara göre yaklaşık 700 kat daha çevreci bir kullanım sunuyor. Ayrıca 75°C’ye kadar sıcak su sağlama özelliği sayesinde, evlerde mevcut radyatör sistemlerinin değiştirilmesine gerek kalmadan kurulabiliyor. A+++ enerji sınıfına sahip aroTHERM plus, çevresel etkileri azaltma ve yüksek verimlilik anlamında öncü bir model olarak öne çıkıyor.
“Yeni yönetmelikle birlikte, eski standarda kıyasla ısı kayıplarında ortalama %35-40 oranında bir iyileşme olacağı öngörülüyor”
TS 825’in güncellenerek yürürlüğe girmesi, ısı yalıtımı ve enerji performansı açısından sistem üreticilerini doğrudan etkiliyor. TS 825’in yeni versiyonu doğrultusunda Vaillant olarak ürün gamınızda veya sistem çözümlerinizde hangi teknik revizyonları gerçekleştirdiniz? Isı pompaları ve yoğuşmalı sistemlerde yeni standartlara göre optimizasyon süreçleriniz nasıl şekillendi? Yeni güncelleme sektörü nasıl etkileyecek?
Ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını düşünürsek, TS 825 standardındaki güncellemenin hepimiz adına sevindirici bir gelişme olduğunu söyleyebiliriz. Önceki standarda göre bölgeler dört ana grupta değerlendirilirken, yeni standardımızda bu sayı altıya çıktı. Bu da çok daha detaylı ve hassas bir yaklaşımı beraberinde getiriyor. Yeni TS 825’teki en önemli değişikliklerden biri, U katsayılarındaki güncellemedir. Yeni yönetmelikle birlikte, ısı kayıplarımızın Avrupa Birliği ülkeleriyle aynı düzeye geldiğini görüyoruz. Eski standarda kıyasla ısı kayıplarında ortalama %35-40 oranında bir iyileşme olacağı öngörülüyor. Bu gelişme doğrudan ısı üretici cihazları etkilemese de bizi dolaylı yönden etkiliyor. Isı kayıplarının azalmasıyla birlikte, evlerde daha düşük kapasiteli ve geniş modülasyon aralığına sahip cihazların tercih edilmesi teknik olarak ön plana çıkıyor.
Örnek vermek gerekirse, bugün 100 m²'lik bir evin pik dönemde 10 kW’lık bir ısıtma yükü ihtiyacı varsa, yarın bu değer 6 kW seviyelerine inecek demektir. Buna paralel olarak, ısıtma cihazından talep edilen pik yük 6 kW iken, bu değerin altına inebilen daha düşük modülasyonlu cihazlara ihtiyaç duyulacağı anlamına geliyor.
Vaillant olarak biz, verimliliğin yanı sıra konforu da dikkate alarak düşük modülasyonlu ürünleri, yeni standart gelişmeden önce sahaya sunmuştuk. Özellikle kombi ürün grubumuzda, 2019 yılında lansmanını yaptığımız ecoTEC plus modeli, 1/10 modülasyonu sayesinde daha düşük kapasite taleplerine cevap verebiliyor. Aynı zamanda kullanım sıcak suyunda talep edilen daha yüksek kapasitelere çıkabiliyor. Kombi grubumuzdaki alt segmentten üst segmente kadar tüm ürünlerimizi, bu düşük modülasyon aralıklarına uyarlıyoruz. Proje ekiplerimiz bu alandaki çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.
Isı pompası olarak ürün yelpazemize baktığımızda ise daha düşük kapasiteli ve inverter teknolojili modellerimiz bulunuyor. Avrupa’da halihazırda tartışılan ve ülkemizde de uygulanması beklenen yeni eko tasarım yönetmeliğinin, piyasada daha düşük modülasyonları yasal gereklilik haline getireceğini öngörüyoruz. Bu yönetmelik henüz Avrupa’da tartışma aşamasındayken, biz Vaillant olarak müşterilerimize hem ülkemizde hem de Avrupa’da konfor ve verimliliği bugünden sunmaya devam ediyoruz.
“Akıllı yanma kontrolüne sahip IoniDetect teknolojisiyle daha az tüketim, daha uzun ömür”
ecoTEC Tam Yoğuşmalı Kombi gibi ürünlerinizde loniDetect teknolojisi bulunuyor. loniDetect teknolojisi nedir? Bu teknoloji ürünün verimlilik ve performansını nasıl etkiliyor?
Vaillant kombilerde kullanılan “IoniDetect” teknolojisi, yoğuşmalı kombilerde yer alan gelişmiş bir yanma kontrol sistemidir. Alev iyonizasyonu prensibine dayanan bu teknoloji, kombinin yanma kalitesini sürekli olarak izliyor. Kombi çalışırken oluşan alevin varlığını doğruluyor ve alev olup olmadığını kontrol ediyor. Bu da güvenlik açısından büyük önem taşıyor. Aynı zamanda alevin kalitesini analiz ederek, doğru hava-gaz karışımı olup olmadığını değerlendiriyor. Bu değerlendirmeye göre gaz ve hava oranını sürekli olarak ayarlıyor. Yanma, bu teknoloji sayesinde sürekli optimize ediliyor. Böylece gereksiz gaz tüketimi önleniyor ve daha düşük doğalgaz tüketimi sağlanıyor. Aynı zamanda ideal yanma sağlandığı için çevre dostu bir kullanım sunuluyor ve düşük emisyon sınıfına katkıda bulunuluyor. IoniDetect teknolojisi ile alev daha dengeli ve sabit hale geliyor. Bu da kombinin daha sessiz çalışmasını sağlıyor. Yanmanın ideal şekilde gerçekleşmesiyle eşanjör ve diğer parçalar daha az zorlanıyor cihazın ömrü uzuyor.
Isı pompaları, düşük sıcaklıkta yüksek verim sağlayan sistemler olarak dikkat çekiyor; özellikle hibrit yapılarla daha da esnek hale geliyor. Vaillant’ın geliştirdiği ısı pompası sistemlerinde kullanılan kompresör teknolojileri, çevrim kontrol algoritmaları ve invertör yapıları hakkında teknik olarak bilgi verebilir misiniz? Hibrit sistemlerde gazlı ve elektrikli çözümleri nasıl optimize ediyorsunuz?
Vaillant ısı pompası alanına ciddi bir yatırım yapıyor. 2016 yılından bu yana bu alanda 1 milyar avroluk yatırım gerçekleştirdi. Bu yatırımlar arasında en büyüklerinden biri, 2023 yılında Slovakya’daki Senica fabrikasında hayata geçirilen mega fabrika oldu. 100.000 m² alana kurulan bu tesis, yıllık 300.000 adet ısı pompası üretim kapasitesine sahip. Almanya, Fransa ve İngiltere'deki üretim kapasiteleri de hesaplandığında, Vaillant’ın toplam ısı pompası kapasitesi yılda yarım milyonu buluyor.
Bu yatırımlar genellikle yüksek teknolojili ısı pompaları ve bu ürünlerin dijital altyapılarına yönelik yapılıyor. Yeni nesil ısı pompaları, verimliliğin yanı sıra diğer ürünlerle bağlantı kurabilen bir Vaillant ekosistemi içinde çalışıyor. Bu altyapı sayesinde, gazlı ya da elektrikli cihazlarla haberleşebilen, ihtiyaç halinde ısı pompasını veya takviye bir ısıtma cihazını devreye alabilen bir sistem oluşturuluyor. Örneğin, yakıt tarifelerine ya da ürünlerin verimlilik değerlerine göre ısıtma cihazlarını öncelikli olarak çalıştırmak mümkün oluyor. Bu altyapının sunduğu bir diğer avantaj da internet üzerinden kontrol imkânı sağlıyor olması. Kullanıcı, evde olmasa bile telefonundan oda sıcaklığını ya da kullanım suyu sıcaklığını ayarlayabiliyor. Aynı zamanda sistemde oluşabilecek arızalar da internet üzerinden takip edilebiliyor. İnternet bağlantılı Vaillant kullanıcıları, cihazda bir arıza oluştuğunda anlık bildirim alıyor ve talep edilirse bu bilgiler satış sonrası hizmetler birimimize de ulaşıyor. Böylece, arıza anında hem kullanıcı hem biz durumdan haberdar oluyoruz.
Ürünlerdeki diğer teknolojik gelişmeler arasında yüksek verimlilik öne çıkıyor. Yeni hava kaynaklı ısı pompalarının COP değerleri 5’in üzerine çıkabiliyor. Vaillant, yatırımlarını aynı zamanda doğal akışkanlı soğutucu gazlara yönlendiriyor. Üst segment ürün grubunda kullanılan R290 soğutucu akışkan ile tesisat suyunu 75 °C’ye kadar ısıtmak mümkün oluyor. Bu teknoloji sayesinde kömür yakıtlı ya da yüksek sıcaklık gerektiren sistemlere de rahatlıkla entegre edilebiliyor. Yani, ısı pompasına göre tasarlanmamış ev sistemlerinde bile bu ürünler kullanılabiliyor.
Ayrıca, aroTHERM plus ısı pompasında kullanılan doğal akışkan R290’ın küresel ısınma potansiyel değeri yalnızca 3. Bu değer, piyasada yaygın olarak kullanılan R32 gazına göre 225 kat, R410A gazına göre ise 696 kat daha çevreci bir seçenek sunuyor.
Vaillant’ın yüksek teknolojili ısı pompalarının kompresörlerinde inverter teknolojisi bulunuyor. Bu sayede, kombilerde olduğu gibi ısı pompalarında da modülasyon sağlanabiliyor. Isı pompası kompresörü %30’a kadar modülasyon yapabiliyor. Ürün üzerindeki fan ve pompa da ihtiyaca göre çalışmasını ayarlıyor. Ayrıca, kompresör durduktan sonra yeniden ihtiyaç oluştuğunda devreye girme süresi standart ürünlerde 5 dakika iken, Vaillant’ın bu alandaki ürünlerinde 3 dakikaya kadar düşüyor. Bu da ihtiyaçlara çok daha hızlı yanıt verilmesini sağlıyor.
“Vaillant olarak biz de müşterilerimize sadece bir ısıtma cihazı değil, bir ekosistem sunuyoruz”
Yüksek verimlilik için ürün bazında değil, sistem bazında çözüm üretme anlayışı giderek yaygınlaşıyor. Vaillant’ın sunduğu sistem çözümleri için enerji simülasyonları ve ısı kaybı analizlerine dayalı tasarım desteği sunuyor musunuz? Özellikle büyük ölçekli konut projelerinde ürün seçim süreçlerini nasıl yönlendiriyorsunuz?
Cihazlardaki yüksek verimlilik, aslında sistem verimliliğinin bir parçasını oluşturuyor. Bu nedenle sadece cihazın verimliliğinden söz etmek yeterli olmuyor. Bu konu, sektörümüzde 2018 yılında yayımlanan eko tasarım yönetmeliğinde de açıkça belirtiliyor. Örneğin, A sınıfı bir ısıtma cihazı aldığınızda, buna ekleyeceğiniz bir kontrol ünitesiyle sistem verimliliğini A+ seviyesine yükseltebiliyorsunuz.
Vaillant olarak biz de müşterilerimize sadece bir ısıtma cihazı değil, bir ekosistem sunuyoruz. Ürünlerin birbiriyle haberleştiği geniş ürün grubu yelpazemiz sayesinde bu ekosistemi sağlıyoruz. Bu sayede kullanıcılar, kullandıkları ürünlerle birlikte sistem verimliliklerini artırabiliyor ve ısıtma sistemlerinin verimliliğini hesaplayabiliyor. Herkes bu sistem verimliliği hesaplama aracına, internet sitemizde yer alan “Yetkili Satıcılarımıza Özel” bölümündeki “ErP Etiketleme Yazılımı” sekmesi üzerinden ulaşabiliyor.
Son kullanıcılarımız için sistem çözümlerini daha profesyonel şekilde hesaplayan uygulamalara da sahibiz. Özellikle ısı pompası yatırımı yapmayı düşünen kullanıcılarımıza sunduğumuz Isı Pompası Sistem Seçimi ve Hesaplama Programı ile girilen değerlere göre ihtiyaçlarını belirliyor, ısı kayıplarını ve kazançlarını hesaplayabiliyoruz. Bu program, sadece cihazı değil, ısıtma sisteminin genel verimliliğini ve ürünlerin karbon emisyonu tasarruf potansiyelini de değerlendiriyor. Aynı zamanda kömür ya da doğal gaz tüketimiyle karşılaştırmalı olarak, yıllık ortalama enerji tüketimi ve maliyetlerini de simüle ediyoruz. Bu simülasyon çıktıları, kullanıcılarımıza profesyonel iş ortaklarımız aracılığıyla sunuluyor. Yani, sadece ürün sağlamakla kalmıyor, bu ürünlerin sağlayacağı katkıları da somut şekilde gösterebiliyoruz.
Büyük ölçekli konut projelerinde ise teknik departmanımızın sağladığı danışmanlık ve Vaillant ısıtma sistemi kontrol ünitelerinin sunduğu otomasyon sayesinde farklı ısıtma taleplerine cevap verebiliyoruz. Bu tür projelerde kullanılacak ürün gruplarının hidrolik devre şemaları, projeci ve mekanik firmalarla birlikte, ihtiyaca özel olarak teknik departmanımız tarafından hazırlanıyor. Hazırlanan bu devre şemaları uygulama öncesinde mekanik firmalara iletiliyor. Uygulama aşamasında ise mekanik firmalar bu şemalara göre sistem kurulumunu gerçekleştiriyor. Talep edilmesi durumunda, belli bölgelerde özel olarak yetiştirilen servis plus teknikerlerimiz yerinde süpervizörlük hizmeti veriyor.Yani Vaillant olarak, satış öncesinden satış sonrasına kadar süreci titizlikle kontrol ediyor ve son kullanıcıların satın alma yolculuğunu profesyonel şekilde destekliyoruz.
“Yeni ürün geliştirme süreçlerinde fiziksel prototipleme ihtiyacını azaltmak için CAD + CAE araçları kullanılarak, ürünün mekanik, termal, akışkan davranışları simüle ediliyor”
AR-GE yatırımları, sadece ürün geliştirme değil aynı zamanda mevzuata uyum ve teknolojik rekabetin sürdürülebilirliği açısından kritik rol oynuyor. Vaillant’ın Türkiye ve Avrupa’daki AR-GE merkezlerinde yürütülen çalışmalarınız nelerdir? Yeni ürün geliştirme süreçlerinde yapay zeka, simülasyon ve veri analitiği hangi düzeyde kullanılmakta?
Vaillant, Avrupa ve Türkiye’de iki ana ürün grubu olan kombi ve ısı pompası üzerinde AR-GE çalışmaları yürütüyor. Yeni ürün geliştirme süreçlerinde fiziksel prototipleme ihtiyacını azaltmak için CAD + CAE araçları kullanılarak, ürünün mekanik, termal, akışkan davranışları simüle ediliyor. Simülasyon verilerinin analiz edilmesiyle hata, dayanım ve performans ile ilgili öngörüler projelerin tasarım aşamasında girdi sağlıyor. Bu sayede projelerimizin verim ve sürdürülebilirliğini maksimum seviyeye çıkartıyoruz.
“Dijitalizasyon, Vaillant’ın şirket vizyonunun önemli bir parçası”
Bina otomasyonu sistemleriyle entegre çalışan iklimlendirme ürünleri, enerji yönetiminde ciddi avantajlar sağlıyor. Vaillant ürünlerinin KNX, Modbus gibi yaygın bina otomasyon protokolleriyle entegrasyonu hakkında bilgi verebilir misiniz? Otomasyon sistemleriyle uyumlu kontrol çözümlerinizde enerji izleme, uzaktan erişim ve bakım avantajları neler?
Dijitalizasyon, Vaillant’ın şirket vizyonunun önemli bir parçası. Bu bağlamda, Vaillant olarak ürünlerin bağlanabilirliğine (nesnelerin interneti) yönelik yatırımlarımız her geçen gün artıyor. Vaillant ürün gruplarında bina otomasyonlarına bağlantı, önemli bir gelişim alanıdır. Avrupa’daki yönetmeliklere baktığımızda, ürünlerin bağlanabilirliği ve enerji yönetiminin öncelikli alanlar olduğunu görüyoruz. Vaillant olarak bizim de bağlanabilirlikteki öncelikli alanımız, ürünlerin kendi aralarında haberleştiği bir ekosistem oluşturmak, bu ekosistemi internet üzerinden kontrol etmek ve enerji tüketimini izlemek üzerine. Örneğin, bir son kullanıcı Vaillant ürününü internete bağladığında, ürünün ne kadar enerji tükettiğini (elektrik ya da doğalgaz) ve hangi aralıkta yüzde kaç modülasyonla çalıştığını izleyebiliyor. Bununla birlikte, üründe oluşan bir arıza bildirimini de internet üzerinden alabiliyor. Bu sayede kullanıcı cihazının arıza durumunu evine gelmeden öğrenebiliyor ve gerekli müdahaleyi yönlendirmelerle yapabiliyor. Eğer kullanıcı talep ederse, bu bildirimler satış sonrası departmanımıza da geliyor ve hızlıca çözüm sağlayabiliyor. Ayrıca, aylık olarak enerji tüketim raporları satış sonrası ekibimiz tarafından son kullanıcıya iletilebiliyor. Büyük binaların ısıtma tesisatları da benzer şekilde yönetilebiliyor. Örneğin, Vaillant kaskad ısıtma sistemini internet üzerinden kontrol ettiğinizde, tam zamanlı bir kazan dairesi görevlisine ihtiyaç duymuyorsunuz. Yani yakın gelecekte, Vaillant otomasyonuna sahip kazan daireleri için kazan dairesi görevlisine ihtiyaç kalmayacağını söyleyebiliriz.
“Gelişmiş enerji takip sistemimiz sayesinde, tesislerimizdeki enerji tüketimini gerçek zamanlı izliyor, analiz ediyor ve elde ettiğimiz verileri karbon emisyon yönetimimize entegre ediyoruz”
Kurumsal karbon ayak izi raporlaması, enerji teknolojisi üreticileri için artık sadece tercih değil, zorunluluk haline geliyor. Vaillant olarak kurumsal sürdürülebilirlik raporlaması kapsamında ürün bazında Yaşam Döngüsü Analizi (LCA) veya Karbon Ayak İzi hesaplamaları yapıyor musunuz? Ürünlerinizin çevresel etki beyanları (EPD) ile ilgili süreçleriniz nelerdir?
Vaillant olarak sürdürülebilir üretim ve iklim dostu çözümler konusundaki taahhütlerimiz doğrultusunda hareket ediyoruz. ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi ile entegre çalışan gelişmiş enerji takip sistemimiz sayesinde, tesislerimizdeki enerji tüketimini gerçek zamanlı izliyor, analiz ediyor ve elde ettiğimiz verileri karbon emisyon yönetimimize entegre ediyoruz. Otomasyon sistemleriyle desteklenen iyileştirme hedeflerimiz doğrultusunda, yıllık enerji tüketimimizi ortalama %5-10 oranında azaltmayı hedefliyoruz. Karbon emisyon hesaplamalarımızı GHG Protokolü temelinde sürdürüyoruz. Scope 1 ve 2 emisyonlarını ERP ve IoT gibi dijital araçlarla takip ediyoruz. Scope 3 emisyonlar da dahil olmak üzere, tüm değer zincirimizdeki çevresel etkileri azaltmak amacıyla tedarikçi iş birliklerine ve veri analitiğine odaklanıyoruz. Bu kapsamda, yakın gelecekte ISO 14064 standardına uyumlu raporlama süreçlerini devreye almayı ve ürün bazında Yaşam Döngüsü Analizi (LCA) çalışmalarını gerçekleştirerek Çevresel Etki Beyanları (EPD) hazırlamayı planlıyoruz. 2050 net-sıfır emisyon hedefine katkı sağlamak amacıyla, CDP ve SBTi gibi küresel inisiyatiflerle uyumlu bir strateji izliyoruz.
Vaillant
Gelişmelerden Haberdar Ol...
haber detay bültenimize abone olun kısa açıklama alanıdır
Dosya konuları Popüler İçerikler
Enerji Verimliliği
Daikin VAM-J8, İç Ortam Hava Kalitesini Kontrol Ederek Enerji Verimliliği Sağlıyor
BIM
Bım Pazarının 2027’ye Kadar Tahmini 7.536,0 Milyon Dolara Ulaşması Bekleniyor
Boya, Dekorasyon ve Tasarım Trendleri
Boya ve Kaplama Pazarı 2029’a Kadar 385 Milyar Dolara Ulaşacak
Depreme Dayanıklı Sürdürülebilir Yapı Teknolojileri
''Kentsel Dönüşümde Güçlendirmenin Rolünün Artmasıyla Riskli Binalar Daha Hızlı ve Verimli Bir Şekilde Depreme Danayıklı Hale Getirilebilir''
Enerji Verimliliği
2023 Yılında Rüzgâr Enerjisini Bekleyen 4 Kritik Gelişme
Enerji Verimliliği
Kale Kapı Pencere Sistemleri Yaşam Alanlarında Enerji Tasarrufu ve Konfor Sağlıyor
Boya, Dekorasyon ve Tasarım Trendleri
Hızlı, Pratik ve Kusursuz Çözüm: Bi’boya Comfort Tek Kat
benzer içerikler dosya konuları
''Türkiye’nin Isı Pompası Pazarında Bölgesel ve Küresel Bir Lider Olarak Konumlanması İçin Çalışmalarımızı Sürdüreceğiz''
Isı pompaları, düşük enerji tüketimi ve yüksek verimliliği sayesinde maliyetleri düşürürken çevresel etkileri de minimize ediyor. Avrupa’daki hızlı pazar büyümesini örnek alarak, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjiye geçişin desteklenmesi gerektiğini vurgulayan İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal, Türkiye’nin bölgesel ve küresel liderlik hedeflerine ulaşması için tüketici bilincinin artırılması ve devlet teşviklerinin genişletilmesinin önemine dikkat çekti. Şanal, “Isı pompalarının Türkiye’nin enerji dönüşüm sürecinde hayati bir rol oynayacağı çok açık. Bu teknolojinin yaygınlaşması, enerji bağımsızlığı, çevresel sürdürülebilirlik ve ekonomik büyüme hedeflerine önemli katkılar sağlayacak. İSİB olarak, bu sürecin dikkatli bir şekilde planlanması için koordineli eylemler ve yenilikçi stratejiler geliştirmeye devam edeceğiz.” dedi.
Yazar: Eda Gedikoğlu
04/09/2024
''Isı Pompaları Türkiye İçin Sürdürülebilir Enerji Verimliliği Çözümlerinden Biri Olarak Dikkat Çekiyor''
Türkiye, enerji verimliliğini artırma ve karbon emisyonlarını azaltma hedefi doğrultusunda ısı pompalarına yöneliyor. 2023’te havadan suya ısı pompalarının ithalatı ve iç satışları %45 oranında arttı. İSKİD, bu artışı desteklemek için Avrupa Birliği fonları ve yerel teşviklerle ısı pompalarının yaygınlaştırılmasını hedefliyor. 2053 için net sıfır emisyon hedefine ulaşmada, ısı pompaları kritik bir rol oynuyor. İSKİD'in ısı pompası pazarının gelişmesi yönündeki çalışmalarını sürdürdüğünü belirten İSKİD Yönetim Kurulu Başkanı Tunç Korun, “Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi ısı pompalarının yaygınlaştırılması için enerji verimliliği ile ilgili AB fonlarının Türkiye’de ısı pompalarına yönelik kullanımın artırılması, vergi indirim desteği, son kullanıcıya yönelik doğrudan teşvik, düşük faizli banka kredisi ve ısı pompası üretimini geliştirmeye yönelik teşviklerin önümüzdeki süreçte acilen hayata geçirilmesi önem arz ediyor.” dedi.
Yazar: Eda Gedikoğlu
04/09/2024
Enerji Verimliliğini Isı Pompaları Destekleyecek
Türkiye'nin enerji dönüşümünde önemli adımlar attığı günümüzde ısı pompalarının kilit bir role sahip olduğunu belirten DemirDöküm CEO’su Alper Avdel, “Isı pompaları, sadece enerji verimliliği sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirliğini destekleyecek. DemirDöküm olarak, yerel üretim ve sürdürülebilir enerji politikalarını benimseyerek, ısı pompalarının Türkiye'de yaygınlaşmasına öncülük etmekten mutluyuz. Enerji tasarrufu yapmak, çevreyi korumak ve ekonomik faydalar elde etmek isteyen herkes için ısı pompaları, yeşil bir geleceğin anahtarı olacak.” açıklamasını yaptı.
Yazar: Eda Gedikoğlu
24/09/2024