İç Mimar Yeşim Kozanlı, “Sürdürülebilirlik ve çevre dostu tasarım, mimari ve iç mekan tasarımında giderek daha önemli bir rol oynamakta. Bu kavramlar, enerji verimliliğini artırmak, doğal kaynakları korumak ve karbon ayak izini azaltmak amacıyla tasarım süreçlerini doğrudan etkilemektedir. Sürdürülebilir tasarım, sadece binaların çevresel etkilerini minimize etmekle kalmaz, aynı zamanda kullanıcıların sağlığını ve konforunu da artırır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, geri dönüştürülebilir malzemelerin tercih edilmesi ve enerji tasarrufu sağlayan sistemlerin kullanılması, sürdürülebilir mimarinin temel unsurlarıdır. Ayrıca, sürdürülebilirlik, binaların uzun ömürlü ve adaptif olmasını sağlayarak ekonomik açıdan da oldukça avantaj sağlar.” dedi.

Doğal ve organik malzemelerin kullanımının iç mekan tasarımında hem estetik hem de fonksiyonel açılardan büyük bir öneme sahip olduğunu söyleyen Kozanlı, “Bu tür malzemeler, iç mekanlara sıcaklık, doğallık ve rahatlık hissi katarken, aynı zamanda sağlıklı yaşam alanları yaratır. Doğal ve organik malzemelerin vurgulanması, malzemelerin doğal dokularını ve renklerini ön plana çıkararak yapılabilir. Örneğin, ahşap yüzeyler, taş duvarlar veya organik tekstiller kullanılarak iç mekanlarda doğal bir atmosfer yaratılabilir. Ayrıca, bu malzemelerin sürdürülebilir kaynaklardan elde edildiğinin vurgulanması, çevre bilincine sahip müşteriler için de önemli bir değer oluşturur.” dedi.

“Esneklik ve adaptasyon, gelecekteki mimaride önemli bir rol oynayacak” 

Gelecekteki mimari trendlerin büyük ölçüde teknoloji, sürdürülebilirlik ve kullanıcı deneyimi odaklı olacağını belirten İç Mimar Yeşim Kozanlı, “Akıllı bina teknolojileri, binaların daha verimli, güvenli ve kullanıcı dostu olmasını sağlayacak. Enerji tasarrufu sağlayan ve çevresel etkileri minimize eden tasarımlar, geleceğin vazgeçilmez tasarımları halini alacak. Ayrıca, esneklik ve adaptasyon, gelecekteki mimaride önemli bir rol oynayacak. Değişen ihtiyaçlara hızlı bir şekilde cevap verebilen, modüler ve çok amaçlı mekanlar, kullanıcıların beklentilerini karşılamak için daha yaygın hale gelecek. Doğayla iç içe olma, biyofilik tasarım ilkelerinin daha fazla benimsenmesiyle, iç mekanlarda doğal unsurların ve yeşil alanların daha fazla yer alacağı bir gelecekte bizlerle olacak.” dedi.

“Dijital tasarım araçları, 3D modelleme ve sanal gerçeklik teknolojileri, tasarım süreçlerini daha verimli ve etkili hale getiriyor”

Teknolojinin ilerlemesinin, mimari ve iç mekan tasarımını köklü bir şekilde dönüştürdüğünü ve dönüştürmeye de devam ettiğine vurgulayan Kozanlı, “Dijital tasarım araçları, 3D modelleme ve sanal gerçeklik teknolojileri, tasarım süreçlerini daha verimli ve etkili hale getiriyor. Bu araçlar sayesinde, tasarımlar daha hızlı bir şekilde görselleştirilebiliyor ve müşterilere daha etkileyici bir deneyim sunulabiliyor.

Ayrıca, bina otomasyonu ve akıllı sistemler, enerji yönetimi, güvenlik ve konfor alanlarında önemli avantajlar sağlıyor. Akıllı sensörler, bina performansını sürekli olarak izleyerek enerji verimliliğini artırıyor ve kullanıcı konforunu maksimize ediyor.

3 boyutlu baskı teknolojisi de mimaride devrim yaratacak potansiyele sahip. Özellikle karmaşık geometrilerin ve kişiselleştirilmiş tasarımların hayata geçirilmesinde büyük kolaylıklar sunuyor. Bu teknolojinin daha yaygın kullanımı, daha etkileyici tasarımların ortaya çıkmasını sağlayacaktır.